FETHİYE VE ÇEVRESİ ANTİK KENTLER |
|
 |
Xanthos,
Pınara
Telmessos
Tlos
|
Cadianda
Patara
Letoon-Letoum
Fethiye Müzesi
|
Xanthos, |
Fethiye - Kaş yolu üzerinde, Fethiye'ye 55 km
uzaklıktadır. Kınık Köyü'nün yakınında Eşen Çayı'nın
ayırdığı Muğla - Antalya il sınırı üzerindedir. Kınık
Köyü'nün hemen yanından Xanthos harabelerine çıkılır. |
Bizans
döneminde bir piskoposluk merkezi olan Xanthos, Arap
akınları başlayınca terk edilmiştir. Xanthos'u ilk defa
1838 yılında Ch. Fellows keşfetmiş, bu kişi bütün
rölyefleri ve büyük mimari parçaları sökerek, Patara'ya
yanaşan harp gemisiyle Londra'ya taşımıştır. Bugün
British Museum'un Lykia salonunda buradan götürülmüş
olan birçok eser sergilenmektedir. M.Ö. II. yüzyılda
Xanthos Lykia Birliği'nin başşehridir. Tarihi boyunca
büyük istilâlar ve felaketler geçiren Xanthos'u Roma
döneminde M.Ö. 42 yılında Brutus işgal eder. |
Lykia aakropolünü yerle bir ederek Xanthosluları
kılıçtan geçirir. Xanthoslular Brutus'a teslim olmamak
için yine topluca intihar ederler. Kucağında çocuğu ile
bir kadının ateşe atladığını gören Brutus çok üzülür ve
askerlerine, Xanthosluları kurtaranları
ödüllendireceğini söylerse de çok geç kalır. Hemen bir
yıl sonra ise Marcus Antoninus, Brutus'un açtığı
yaraları sarmak için Xanthos'a elini uzatır ve şehri
yeni baştan imar eder. |
|
Pınara |
Fethiye - Kaş karayolu üzerinde Eşen yakınından ayrılan
yol, bizi 6 km sonra Minare Köyüne
götürür. Pınara harabeleri
de, bu köyün gerisinde
bulunmaktadır. |
Bugünkü
Minare Köyü'nün ismi, minare biçiminde ve üzerinde kuş
yuvasına benzeyen kaya mezarlarının yer aldığı bir
kayadan gelmiş olmalıdır. Şehrin Xanthos'tan gelme
kolonistlerce kurulduğunu eski kaynaklardan öğrenmek
mümkün. Tarihi bölge ile
beraber anılması gereken Pınara, İskender'e kapılarını
açarak teslim olmuştur. Pınara'nın tarihi İskender'den
çok önceye, Troya'ya kadar gitmektedir. |
Troya Savaşı'nda Pınaralı okçu Pandaros'tan bahsedilir.
Stroban ve daha sonraları Stephanos Byzantions
Pınara'nın Lykia'nın çok önemli bir kenti olduğundan
bahsederler. Lykia Birliği içinde üç oy hakkına sahip 6
şehirden birisi olan Pınara İskender'in ölümüyle Bergama
Krallığı'na bağlanmış daha sonra Roma'nın bir şehri
olmuştur. Bu dönemde canlanmış ve imar edilmiş ancak 141
ve 240 yılındaki depremlerden büyük zarar görmüş M.S. IX.
yüzyılda terk edilmiştir. 1957'de görülen depremde de
hasar gören dağdaki kayalar aşağı kaymıştır. |
|
Telmessos |
Fethiye,
Mendos Dağı'nın eteklerinde, adını verdiği körfezin
kenarına eski Telmessos'un üzerine kurulmuştur. Bu
nedenle harabeler bugün bu şirin ilçenin altında
kalmıştır. Fethiye, konaklama tesislerinin fazla oluşu,
birbirinden güzel koyları ve yat turizminin de
gelişmesinden dolayı Batı Lykia bölgesi gezilerinin
merkezini teşkil eder. Kentin adını tanrı Apollon'un
oğlu Telmessos'tan aldığı söylenir. |
M.Ö.V. yüzyılın ortalarında Attik - Delos Birliği'ne
katılan şehir daha sonra birlikten ayrılarak bağımsız
kalmıştır. M.Ö. IV. yüzyılda Lykia Birliğini oluşturma
gayreti içindeki Limyralı Perikles'in Telmessos'a sefer
açtığını ve onun birliğin içine girmesini sağladığını
biliyoruz. Perikles'in (M.Ö. 360) hakimiyetine son veren
İskender, Telmessos'u alarak kentin kralını yine şehrin
başında bırakmış, ancak komutan Nearkhos'u da genel
Lykia valisi atayarak yoluna devam etmiş, bu şekilde
Telmessosluların gönlünü almaya çalışmıştır. Ancak Kral
Antipatrides bir müddet sonra Vali Niarkhos'a karşı
çıkmışsa da Nearkhos bir kutlama için şehre müzisyenler
göndermiş, müzisyenlerin aletleri arasına kılıçlar
saklayarak şehri zaptetmiştir. |
|
Tlos |
Fethiye - Korkuteli yolu üzerindeki Kemer bucağından, 13
km sonra Yaka Köyündeki, Kale Mahallesinde bulunan Tlos
harabelerine gidilir. |
Lykialıların
M.Ö. 1200 yıllarında yapılan Troya savaşına katıldığını
biliyoruz. Ele geçen belgeler Lykia şehirlerinin
tarihlerinin M.Ö. V. yüzyıla kadar gittiğini
göstermektedir. Daha eski belgeler ele geçmediği için bu
şehirlerin kuruluşlarını tam olarak bilememekteyiz.
Lykia'da hayat II. binlerde başlamaktadır. İşte Tlos'da
tesadüfen bulunan bir baltanın, M.Ö.
II. bin yıla ait olması bu tezimizi kuvvetlendiren bir
delildir. M.Ö. II. yüzyılda
Tlos'un Lykia Birliği'ne girdiğini biliyoruz. |
Bizans döneminde de varlığını sürdüren Tlos XIX. yüzyıla
kadar hayatiyetini sürdürebilmiş nadir ören yerlerinden
birisidir. |
|
Cadianda |
Kadyanda harabeleri Fethiye'den 18 km uzaklıktaki Üzümlü
Köyü'nün 9 km. kuzey doğu istikametindeki bir tepe
üzerindedir. Üzümlü'nün 400 m yukarısında ve denizden
915 m yükseklikteki harabelerde Roma İmparatorluk çağı
eserleri görülür. |
Lykia
dilinde "Kada- wanti" olarak bilinen Kadyanda fazla
önemi olmayan bir şehir olup yazıtlarından en erken M.Ö.
V. yüzyıla tarih- lenmektedir. Ancak geniş alanı
kaplayan kalıntılar şehrin Roma İmparatorluğu dönemin
deki ihtişamını göster- mesi bakımından ilginçtir. |
Kadyanda, etrafı muntazam olmayan iri taş bloklardan
oluşan surlarla çevrilidir. Bu surların bazı kısımları
bugün dahi etkileyici bir görünümdedir. Buradan Xanthos
vadisi ve Fethiye Ovası panoramik bir görüntü arz eder.
Surların yanından Kadyanda'nın tiyatrosuna ulaşılır.
Akropolün güney yamacına yaslanmış tiyatro yıkılmasına
rağmen eski görkemini yansıtır şekildedir. Harabeden 1,5
km uzaklıkta bir dönemecin yanında, bir çukurun
karşısından orman içine doğru 150 m kadar yüründüğünde
büyük kaya bloklarına oyulmuş ev tipi mezarlara
rastlanır. |
sayfa başına git |
Patara |
Patara
antik kenti Fethiye - Kalkan arasındaki Xanthos
vadisinin güneybatı ucunda yer alır. Ana yoldan Gelemiş
yoluna sapıldığında 5 km.lik yol Patara harabelerine
götürür. Son yapılan kazılarda M.Ö. VII. yüzyıla ait
seramiklerin ve paraların bulunması Patara'nın tarihini
daha eskilere götürmemize sebep olmaktadır. Patara,
Lykia'nın en önemli ve en eski şehirlerinden birisidir. |
Hitit Kralı IV. Tudhaliya (M.Ö. 1250 - 1220) Lukka
seferi sırasında "Patar Dağı'nın karşısında adaklar ve
armağanlar yaptım, steller diktim, kutsal mekanlar inşa
ettim" demiştir. Bundan da anlıyoruz ki Hitit Çağı'nda
Patara, Patar adıyla vardı. Patara, Xanthos vadisinde
denize açılabilecek tek yer olması nedeniyle tarih
boyunca önemli kent olma özelliğini her çağda devam
ettirmiştir. Yeni kazılar onun eski tarihini de ortaya
çıkarması bakımından çok önemlidir. O nedenle şimdilik
şehrin tarihini M.Ö. VI. ve V. yüzyıla kadar
çıkarabiliyoruz. İskender'e kapılarını açarak
yıkılmaktan kurtulan şehir, İskender'in ölümüyle M.Ö.
315'te Antigonos'un ve M.Ö. 304'te Demetrios'un
işgalinden kurtulamamıştır. Daha sonra Mısır'daki
Ptolemiaios, Philadelphos'un eline geçmiş, Mısar
kralları döneminde ismi bir müddet Arsinoe olmuşsa da bu
isim daha sonraları benimsenmemiş, Patara M.Ö. 190
yılında III. Antiokhos tarafından zapdetilmiştir.
Livius'un M.Ö. II. yüzyıla girerken yaşanan büyük
Antiokhos dönemi olayları ile bağlantılı olarak Patara
için söylediği "Caput gentis" deyimi, yani soyun
başkenti deyişi onu diğer kentlerin en başına yüceltir. |
|
Letoon-Letoum |
Kaş - Fethiye karayolunda, Kaş'a 50 km uzaklıkta, Kınık
yakınından ayrılan 4 km.lik bir yol bizi Bozoluk
Köyü'ndeki Letoon harabelerine götürür. |
Leto
adına kurulan Letoon kenti Lykia'nın kutsal merkezidir.
1962 yılında başlatılan kazılar ile şehir gün ışığına
çıkarılmaya çalışılmış, buluntular şehrin tarihinin M.Ö.
VIII. yüzyıla kadar gittiğini göstermiştir. Letoon'un
dikkati çeken en önemli kalıntıları burada bulunan üç
tane tapınaktır. |
Bunlardan batı kısmında, en başta bulunan Leto'ya ait
tapınak M.Ö. IV - V. yüzyılın sonuna doğru Kral
Arbinas'ın girişimi ile inşa edilmiştir. Bugün yıkıları
görülen tapınak ise sözünü ettiğimiz tapınak üzerine M.Ö.
150 yıllarında İon düzeninde, 6x11 sütunlu olarak
yapılmıştır. Bu tapınağın yanında, ortada yer alan
tapınak ise M.Ö. IV. yüzyıla ait olup Artemis'e aittir. |
|
Fethiye Müzesi |
Arkeoloji yönünden zengin olan ilçede yöreye ait
eserlerin bir mekân içerisinde sergilenmesi fikri,
1960'lı yılların başında dönemin yetkililerince
tasarlanmış müzenin ilk çekirdeği o yıllarda
oluşturulmuştur. Daha
sonra çevreden toplanan büyük boyutlu taş eserler bir
depoda korunmuş, 1987 yılında yeni yapılan bina ile
birlikte çağdaş müzecilik anlayışı ön plana çıkarak
eserler ziyaretçilere sunulmuştur. Fethiye Müzesi biri
arkeoloji diğeri etnografya olmak üzere iki salondan
oluşmaktadır. Bu iki salonda sergilenen eserlerin hemen
hemen tamamı Fethiye ve çevresinden derlenmiştir.
Arkeoloji bölümünde sergilenen eserlerin büyük bir
bölümünü seramik grubu eserler oluşturmaktadır.
Salondaki eserler kendi içerisinde belli bir kronolojik
sıraya tabi tutulmuştur. M.Ö. III. binden Bizans Çağı
sonuna kadar olan dönemi kapsayan eserlerden en önemlisi
hiç kuşkusuz Likçe'nin çözümünde büyük katkıları olan
steldir. Bu stel üzerinde, üç değişik dilde yazılmış bir
metin yer almaktadır. Müzenin önemli bir başka eseride
"Kumrulu Genç Kız Heykeli" ve yanındaki iki kadın
heykelidir. Kumrulu kız heykeli Artemis kültü ile ilgili
olup, kentte antik dönemde bir Artemis tapınağının
bulunduğunu göstermesi açısından önemlidir.
Etnografya salonunda yöreye has çeşitli el dokuma
örnekleri, el işlemeleri, kaftanlar, üç etekler, gümüş
takılarda yer almaktadır. Bu bölümde ayrıca tüm
üniteleri ile faal durumda ahşaptan yapılmış dastar
tezgâhı sergilenmektedir. Müzenin açık mekânında ise,
büyük taş bloklu eserler, lahit mezarlar ile Likya
kültürünün bir ürünü olan "Izraza Anıtı"
sergilenmektedir. |
Adres: Kesikkapı Mah. Okul Sok. Fethiye/Muğla
Tel: (252) 614 11 50 |
Kaynak http://www.kultur.gov.tr/TR/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF03077CA1048A1834B361049FDD41AE45 .
Daha fazla bilgi için alttaki linke tıklayınız: |
Alıntıdır . sayfa
başına git |